Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.