terketme

listen to the pronunciation of terketme
التركية - الإنجليزية
(Kanun) cession
resignation
desertion
abandonment
leaving

I doubt that Tom would ever consider leaving his wife. - Tom'un şu ana kadar karısını terketmeyi düşündüğünden şüpheliyim.

I was on the point of leaving home when a light rain started to fall. - Yağmur çiselemeye başladığında, evi terketmek üzereydim.

voidance
walkout
{i} abandon

We won't ever abandon you. - Sizi hiç terketmeyeceğiz.

Tom would never abandon his children. - Tom asla çocuklarını terketmez.

renouncement
quit

I won't quit, no matter what you say. - Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.

{i} renunciation
terketmek
forsake
terketmek
{f} renounce
terketmek
defect
terketmek
come away
terketmek
{f} flee
terketmek
{f} abandon
terketmek
walk out on
terketmek
go back on
terketmek
lay aside
terketmek
desert
terketmek
chuck
terketmek
{f} void
Terketmek
dump
terketmek
fall off
terketmek
walk away
terketmek
jilt
terketmek
throw over
terketmek
revolt from
terketmek
disuse
terketmek
leave

Sami wanted to leave Layla. - Sami, Leyla'yı terketmek istiyordu.

Tom says he wants to leave the country. - Tom, ülkeyi terketmek istediğini söylüyor.

terketmek
walk out of
terketmek
walk-on
terketmek
vacate
terketmek
jack in
terketmek
ditch
terketmek
expose
terketmek
cede
terketmek
desolate
terketmek
relinquish
terketmek
discard
terketmek
resign
terketmek
grant
terketmek
walk on
terketmek
quit
toplantıyı terketme
walkout
التركية - التركية

تعريف terketme في التركية التركية القاموس.

Terketmek
(Osmanlı Dönemi) AFV
Terketmek
(Osmanlı Dönemi) İ'FA'
Terketmek
(Osmanlı Dönemi) REFZ
Terketmek
(Osmanlı Dönemi) IHLAL
terketme
المفضلات