tenekeli

listen to the pronunciation of tenekeli
التركية - الإنجليزية
lined with sheets of tinplate; covered with sheets of tinplate
tinny
teneke
tin

Tom can't play the tin whistle very well. - Tom, teneke düdüğü çok iyi çalamaz.

Tom poured the soup into a large tin cup. - Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.

teneke
canister
teneke
tin plate
teneke
tagger
teneke
(Askeri) tin-plate
teneke
can

Tom can't play the tin whistle very well. - Tom, teneke düdüğü çok iyi çalamaz.

Tom found a gun near the garbage can. - Tom, çöp tenekesinin yanında bir silah buldu.

teneke
bin

Throw the egg shells in the organic rubbish bin. - Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

teneke
tinplate
geçmişi kandilli/kınalı/tenekeli
(Konuşma Dili) damned (person)
teneke
tinplate, tin
teneke
(large, tin) can or canister (usually containing a liquid): gaz tenekesi kerosene can. (arkasından)
teneke
made of tinplate, tinplate, tin
teneke
tin, tinplate; (large, tin) can/canister; (made of) tin
التركية - التركية

تعريف tenekeli في التركية التركية القاموس.

teneke
Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac
Teneke
rupla
teneke
Ahır
teneke
Bu maddeden yapılan, yaklaşık 20 litre hacmindeki kap
teneke
Tenekeden yapılmış (şey)
teneke
Bu kabın aldığı miktarda: "Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti."- R. N. Güntekin
teneke
Bu kabın aldığı miktar
teneke
Kalaylı ince sac
tenekeli
المفضلات