Tom'un şen şakrak bir kişiliği var.
- Tom has a bubbly personality.
O yirmi yaşında şen şakrak bir esmerdi.
- She was a bubbly twenty-year-old brunette.
Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.
- But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.
Adam tatilinden çok enerjik döndü.
- The man returned from his vacation full of beans.
O, vebaya kapılmadan önce güçlü bir çocuktu, hayat doluydu.
- He was a strong boy, full of life, before he was stricken with the plague.
O, çok yaşlı olsa bile hayat dolu.
- He is full of life even though he is very old.