Onun çözümü sadece geçici olan bir çözümdü.
- His solution was only a temporary one.
Onlar bunun sadece geçici olduğunu söylediler.
- They said this was just temporary.
Kesin sıcaklık 22.68 derece Celsiustur.
- The exact temperature is 22.68 degrees Celsius.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Bir hemşire ateşimi ölçtü.
- A nurse took my temperature.
Ateşim var gibi görünüyorum.
- I seem to have a temperature.
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
Süt nispeten düşük ısıda tutulmalıdır.
- Milk has to be kept at a relatively low temperature.
Geçici bir köprüye ihtiyacın olacak.
- You'll need a temporary bridge.
Geçici olarak tamir edebilir misin?
- Can you fix it temporarily?
It's only a temporary fix.
- That's only a temporary solution.
That's only a temporary solution.
- It's only a temporary fix.
... on but temp what I thought I do then ...