Onlar bunun sadece geçici olduğunu söylediler.
- They said this was just temporary.
Geçici bir köprüye ihtiyacın olacak.
- You'll need a temporary bridge.
Bu düzenleme sadece geçici.
- This arrangement is only temporary.
Geçici bir köprüye ihtiyacın olacak.
- You'll need a temporary bridge.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Kesin sıcaklık 22.68 derece Celsiustur.
- The exact temperature is 22.68 degrees Celsius.
Her altı saatte ateşimi ölçtüm.
- I took my temperature every six hours.
Ateşim var gibi görünüyorum.
- I seem to have a temperature.
Düşük ısılar suyu buza çevirir.
- Low temperatures turn water into ice.
İnsan vücudunun ısısı 37°C civarında gezinir.
- The temperature of the human body hovers around 37°C.
It's only a temporary fix.
- That's only a temporary solution.
That's only a temporary solution.
- It's only a temporary fix.
... on but temp what I thought I do then ...