Tom and Mary are cleaning up.
- Tom ve Mary temizlik yapıyor.
I'm just cleaning up.
- Ben sadece temizlik yapıyorum.
He's obsessed with cleanliness.
- Onun temizlik takıntısı var.
Tom is obsessed with cleanliness.
- Tom temizlikle takıntılı.
During the weekends, she does housekeeping as a second job.
- Hafta sonlarında o, ikinci bir iş olarak otel temizlik ve bakımı yapar.
The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades.
- Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.
Today, we're doing a big cleanup.
- Bugün büyük bir temizlik yapıyoruz.
He voluntarily helped his mum clean.
- O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
I cleaned up after the party.
- Partiden sonra temizlik yaptım.
He cleared his throat, and said:I love Tatoeba!.
- Boğazını temizledi ve Ben Tatoeba'yı seviyorum! dedi.
In the morning, we clear the futon.
- Sabahleyin katlanır yatağı temizleriz.
Now that you are here, you can help do the cleaning.
- Şimdi buradaysan, temizlemeye yardım edebilirsin.
We clean our classroom after school.
- Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures.
- Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.
White carpets are very hard to keep clean.
- Beyaz halıları temiz tutmak çok zordur.
How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
- Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
The casting came cleanly out of its mold.
- Döküm kalıbından temiz geldi.
She is always neat and tidy.
- O her zaman temiz ve düzenli.
I want to keep my room as neat as possible.
- Odamı mümkün olduğunca temiz tutmak istiyorum.
Electronic components can be cleaned using pure isopropyl alcohol.
- Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilir.
I cannot breathe pure air. I live in a large city.
- Ben temiz hava alamıyorum. Ben büyük bir şehirde yaşıyorum.
If I was going to the African continent where would be the safest and most sanitary place?
- Eğer Afrika kıtasına gitmiş olsaydım en güvenli ve en temiz yer neresi olurdu?
The cottage was clean and tidy.
- Yazlık temiz ve düzenliydi.
Tom is tidying his room.
- Tom odasını temizliyor.
Something wasn't kosher.
- Bir şey temiz değildi.
Everything should be done neatly.
- Her şey temizce yapılmalı.
Tom is neatly dressed.
- Tom temiz giyinendir.
It's one of the cleanest cities in the world.
- Dünyadaki en temiz şehirlerden biridir.
During the weekends, she does housekeeping as a second job.
- Hafta sonlarında o, ikinci bir iş olarak otel temizlik ve bakımı yapar.
He went outside for a breath of fresh air.
- Temiz hava almak için dışarı çıktı.
Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
- Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
The government has made efforts to make our country clean and green.
- Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.