تعريف tembel tembel في التركية الإنجليزية القاموس.
- idly
- keep going
- tembel
- lazy
He scolded me for being lazy.
- O, tembel olduğum için beni azarladı.
They would think the person is modest or lazy.
- Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.
- tembel tembel dolaşmak
- lounge about
- tembel tembel sürtmek
- lounge
- tembel tembel vakit geçirmek
- laze away
- tembel
- slothful
- tembel
- stagnant
- tembel
- slackly
- tembel
- do-little
- tembel
- (Bilgisayar) tiki
- tembel
- crawler
- tembel
- lazier
Tom is even lazier than I am.
- Tom bile benden daha tembel.
Can you believe it? She's even lazier than me.
- Buna inanabilir misin? O benden bile daha tembeldir.
- tembel
- do-nothing
- tembel
- (deyim) goldbrick
- tembel
- bone-idle
- tembel
- dronish
- tembel
- (Argo) bludger
- tembel
- bum
Get back to work, you lazy bum!
- İşe geri dön, seni tembel serseri!
- tembel
- vacuous
- tembel
- sloven
- tembel adam
- drone
- tembel bir şekilde
- vacuously
- tembel hayvan
- (Hayvan Bilim, Zooloji) bradypus
- tembel hayvangiller
- (Hayvan Bilim, Zooloji) bradypodidae
- tembel kimse
- deadbeat
- tembel olmak
- slack
- yorgun ve tembel yürüyüş
- slouch
- tembel
- inactive
- faul çürük; tembel
- foul, rotten, lazy
- tembel hayvan
- Sloth, bradypus
- sultani tembel
- extremely lazy
- sultani tembel
- bone-idle
- tembel
- do little
- tembel
- indolent
- tembel
- slouch
- tembel
- loon
- tembel
- lazybones
Get up already, you lazybones!
- Kalkın artık tembeller sizi!
- tembel
- slack
He got the sack for slacking off at work.
- O, işte tembellik ettiği için işten kovuldu.
Tom never slacks off.
- Tom asla tembellik etmez.
- tembel
- sluggish
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembelleştim.
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembellik ediyorum.
- tembel
- slug
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembelleştim.
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembellik ediyorum.
- tembel
- bonelazy
- tembel
- tired
Laziness is nothing more than the habit of resting before you get tired.
- Tembellik, yorulmadan önce dinlenme alışkanlığından başka bir şey değildir.
- tembel
- torpid
- tembel
- laggard
- tembel
- do nothing
- tembel
- asleep
- tembel
- idle
His failure was due to his idleness.
- Onun başarısızlığı onun tembelliğinden dolayı idi.
The failure is due to his idleness.
- Başarısızlık onun tembelliğinden kaynaklanıyor.
- tembel
- drone
- tembel
- gold brick
- tembel
- lounger
- tembel
- workshy
- tembel
- languid
- tembel
- sluggard
- tembel
- languorous
- tembel
- slacker
- tembel
- lazy, idle, indolent, inactive, indolent, slothfu, shiftless; lounger, lazybones
- tembel
- lazy person
Tom is a very lazy person.
- Tom çok tembel bir kişidir.
John was a lazy person until he met you.
- John seninle tanışıncaya kadar tembel bir kişiydi.
- tembel
- idle fellow
- tembel
- idler
- tembel
- inert
- tembel bir biçimde
- inertly
- tembel bir biçimde
- sluggardly
- tembel desen
- (Bilgisayar) tiki lounge
- tembel işçi veya öğrenci
- clock-watcher
- tembel kuşlar
- (Hayvan Bilim, Zooloji) bucconidae
- tembel olmak
- laze around
- tembel teneke
- lazy bum
- yakalı tembel hayvan
- sloth