It's too late to contact Tom now.
- Artık Tom'la temas etmek için çok geç.
Please don't hesitate to contact me if you have any other questions.
- Başka sorunlarınız olursa benimle temas etmekten çekinmeyin.
When you get to Boston, please contact me.
- Boston'a vardığında lütfen benimle temas et.
They contacted their local politicians.
- Yerel politikacılarıyla temas ettiler.