I couldn't get him on the phone.
- Ona telefonla ulaşamadım.
When I called on him, he was talking on the phone.
- Onu çağırdığım zaman telefonla konuşuyordu.
He is a busy man, so you can only get in touch with him by telephone.
- O meşgul bir adam,onunla ancak telefonla iletişime geçebilirsin.
None of the telephones are working.
- Telefonlardan hiçbiri çalışmıyor.
Where is the nearest telephone?
- En yakın telefon nerede?
He asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
You should turn off your cell phone.
- Cep telefonunu kapatmalısın.
Get both a phone and internet access in a single package!
- Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
I need to make a telephone call.
- Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.
I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
- Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
Paul telephoned just now.
- Paul az önce telefon etti.
It was Mike that telephoned the police.
- Polise telefon eden Mike idi.