Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
- Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
I'd like to phone the parents.
- Anne ve babaya telefon etmek istiyorum.
The best thing is to telephone her.
- En iyi şey ona telefon etmektir.
Your telegram arrived just as I was about to telephone you.
- Tam sana telefon etmek üzereyken senin telgrafın geldi.
You should've phoned me.
- Bana telefon etmeliydin.
A stranger phoned me yesterday.
- Dün bir yabancı bana telefon etti.
I forgot to phone her today.
- Bugün ona telefon etmeyi unuttum.
Please phone me before you come.
- Sen gelmeden önce lütfen bana telefon et.
She didn't telephone after all.
- Beklenenin tersine telefon etmedi.
I plan to telephone Tom tomorrow and ask him to help.
- Yarın Tom'a telefon etmeyi ve ondan yardım istemeyi planlıyorum.