She phoned him as soon as she got home.
- Eve varır varmaz ona telefon etti.
A stranger phoned me yesterday.
- Dün bir yabancı bana telefon etti.
Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
- Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
Please phone me before you come.
- Sen gelmeden önce lütfen bana telefon et.
The best thing is to telephone her.
- En iyi şey ona telefon etmektir.
Paul telephoned just now.
- Paul az önce telefon etti.