telefon et

listen to the pronunciation of telefon et
التركية - الإنجليزية
phoned

She phoned him as soon as she got home. - Eve varır varmaz ona telefon etti.

A stranger phoned me yesterday. - Dün bir yabancı bana telefon etti.

{f} phone

Just when I was about to phone her, a letter arrived from her. - Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.

Please phone me before you come. - Sen gelmeden önce lütfen bana telefon et.

{f} telephone

The best thing is to telephone her. - En iyi şey ona telefon etmektir.

Paul telephoned just now. - Paul az önce telefon etti.

ring me up
{f} dial
telefon et
المفضلات