tekrarla

listen to the pronunciation of tekrarla
التركية - الإنجليزية
Repeat
{f} repeated

He repeated it again. - O, onu yine tekrarladı.

Lincoln repeated the words. - Lincoln sözlerini tekrarladı.

ingeminate
rehearse
answer back
{f} repeating

I don't want to bore you by repeating things you already know. - Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.

Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all. - Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.

{f} rewording
reword
encores
tekrar
repetition

Repetition is the father of learning. - Tekrarlamak, öğrenmenin babasıdır.

Repetition does not transform a lie into a truth. - Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.

tekrarlamak
repeat

How many times do I have to repeat that she isn't my friend? - Onun benim arkadaşım olmadığını kaç defa tekrarlamak zorundayım.

Tom doesn't like to repeat himself. - Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.

tekrar
again

Can I have the menu again, please? - Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?

Don't make the same mistake again. - Aynı hatayı tekrar yapma.

tekrar
once again

She came here once again. - O tekrar buraya geldi.

The economy is in turmoil once again. - Ekonomi tekrar sarsıntıya girdi.

tekrarlamak
{f} rehearse
tekrarlamak
replicate
tekrarlamak
recur
tekrar
{i} repeat

His repeated delinquencies brought him to court. - Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.

No, repeated the Englishman. - Hayır, İngiliz tekrarladı.

tekrar
over

I say the same thing over and over. - Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.

I've told you over and over again not to do that. - Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.

tekrarlamak
say

If you don't say anything, you won't be called on to repeat it. - Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.

tekrarlamak
renew
tekrar
over again

Delegates voted over and over again. - Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.

She explained it over again. - O, onu tekrar açıkladı.

tekrar
recap

Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers. - Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.

tekrarlamak
reiterate
tekrarlamak
re enact
tekrarlamak
{f} retell
tekrarlamak
reenact
tekrar
function buttons
tekrar
from the first
tekrar
litany
tekrar
bis
tekrar
replication
tekrar
afresh
tekrar
iteration
tekrar
re-

He was re-elected mayor. - Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.

Rules only change when a sufficient number of people violate them causing the rule makers to re-examine their original purpose. - Kurallar, yeterli sayıda insan kuralları ihlal ettiğinde değişir ve kural koyucuların orijinal amaçlarını tekrar incelemelerine neden olur.

tekrar
all

I hope to meet you all again. - Hepinizle tekrar görüşmeyi ümit ediyorum.

In 1603, when King James I came into power, football was allowed again. - 1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.

tekrar
back

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet. - Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.

tekrar
action replay
tekrar
troll
tekrar
rehearsal
tekrar
tauto-
tekrar
duplication
tekrar
retrieve

Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again. - Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.

tekrarlamak
run
tekrarlamak
reduplicate
tekrarlamak
ditto
tekrarlamak
re-enact
tekrarlamak
reword
tekrarlamak
run over
tekrarlamak
ingeninate
tekrarlamak
go
tekrarlamak
reproduce
tekrarlamak
retrace
tekrarlamak
echo
tekrarlamak
redouble
tekrarlamak
(Havacılık) readback
tekrarlamak
resume
tekrarlamak
affirm
tekrar
ana-
tekrar
revision
tekrarlamak
play back
tekrarlamak
ingeminate
tekrarlamak
rerun
tekrarlamak
run through
tekrar
{i} reiteration
tekrar
back again
tekrarlamak
do over
tekrar
again, over, over again, once more
tekrar
(ders) review
tekrar
repetition; (televizyonda) action replay; again yine, gene, yeniden
tekrar
all over

Tom had to listen to the whole story all over again. - Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı.

I could fall in love with you all over again. - Size tekrar aşık olabilirim.

tekrar
encore

The crowd cried out for an encore. - Kalabalık tekrar için bağırdı.

tekrar
recapitulation
tekrar
re
tekrar
recurrence
tekrar
repetition, repeat
tekrar
anew
tekrar
tauto
tekrar
riff
tekrar
replay

Replay the last 10 seconds. - Son 10 saniyeyi tekrar oynat.

tekrar
an
tekrar
rehash
tekrar
reprise
tekrarlamak
rebroadcast
tekrarlamak
to repeat, to reiterate yinelemek
tekrarlamak
(Hukuk) re-iterate
tekrarlamak
recap
tekrarlamak
(ders) revise
tekrarlamak
relapse
tekrarlamak
go over
tekrarlamak
say over
tekrarlamak
iterate
tekrarlamak
recapitulate
tekrarlamak
(hastalık vb.) recrudesce
tekrarlamak
to repeat; to do (something) again
tekrarlamak
return
tekrarlamak
duplicate
التركية - التركية

تعريف tekrarla في التركية التركية القاموس.

tekrarlamak
Tekrar etmek, yeni baştan yapmak
TEKRAR
(Osmanlı Dönemi) Bir daha, yine, yeniden
TEKRAR
(Osmanlı Dönemi) (Kerr. den) Bir şeyi iki veya daha fazla yapma
Tekrar
(Osmanlı Dönemi) TERDAD
Tekrar
yine
tekrar
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması
tekrar
Bir daha, yine, yeniden, gene
tekrar
Bir konuşma veya yazıda aynı düşünceyi, kelimeyi birçok defa söyleme
tekrar
Bir daha, yine, yeniden, gene: "Kimi yaralandı geldi, tekrar gitti, kimi şehit oldu."- M. Ş. Esendal
tekrar
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması: "Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir, fakat tekrarlarla doludur."- A. Haşim
tekrarlamak
Tekrar etmek, yeni baştan yapmak: "Kar, çam ormanlarını kapladıkça tekrarlayıp durduğu mısraları, bir başkasıyla paylaşmak istemişti."- A. İlhan
tekrarlamak
(Osmanlı Dönemi) tekerrür
tekrarlamak
(Osmanlı Dönemi) tekrir
tekrarla
المفضلات