Repetition is the father of learning.
- Tekrarlamak, öğrenmenin babasıdır.
Repetition does not transform a lie into a truth.
- Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.
I will never do it again.
- Onu asla tekrar yapmayacağım.
Can I have the menu again, please?
- Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?
The economy is in turmoil once again.
- Ekonomi tekrar sarsıntıya girdi.
She came here once again.
- O tekrar buraya geldi.
His repeated delinquencies brought him to court.
- Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
No, repeated the Englishman.
- Hayır, İngiliz tekrarladı.
I say the same thing over and over.
- Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
I've told you over and over again not to do that.
- Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
I've told you over and over again not to do that.
- Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
Do I have to do it over again?
- Ben onu tekrar yapmak zorunda mıyım?
Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers.
- Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.
He was re-elected mayor.
- Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.
He was re-elected mayor.
- Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.
My parents didn't allow me to see Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmem için bana izin vermedi.
In 1603, when King James I came into power, football was allowed again.
- 1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
- Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
- Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
Tom had to listen to the whole story all over again.
- Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı.
This soundbite was repeated all over the news.
- Bu konuşmanın en önemli kısmı bütün haberlerde tekrar edildi.
The crowd cried out for an encore.
- Kalabalık tekrar için bağırdı.
Replay the last 10 seconds.
- Son 10 saniyeyi tekrar oynat.