tekellüfsüz

listen to the pronunciation of tekellüfsüz
التركية - الإنجليزية
leger
a record in which commercial accounts are recorded; "they got a subpoena to examine our books"
A ledger
Lying or remaining in a place; hence, resident; as, leger ambassador
Anything that lies in a place; that which, or one who, remains in a place
French painter who was an early cubist (1881-1955)
Light; slender; slim; trivial
Light, nimble
A minister or ambassador resident at a court or seat of government
St Leger Stakes (Doncaster): so called from Colonel Anthony St Leger, who founded them in 1776 The colonel was governor of St Lucia, and cousin of the Hon Elizabeth St Leger (the lady Freemason) The St Leger Stakes are for both colts and mares Those which have run in the Derby or Oaks are eligible
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) MUHTASAR
TEKELLÜF
(Osmanlı Dönemi) Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak
TEKELLÜF
(Osmanlı Dönemi) Yapmacık hâl ve hareket. Zoraki hareket.Üstadımız, tekellüf ve taazzumdan aslâ hoşlanmaz ve talebelerinin dahi tekellüf kaydından âzâde olmalarını emreder. Ve buyururlar ki, "Tekellüf şer'an ve hikmeten fenâdır. Çünkü, tekellüf sevdası, insanı hadd-i ma'rufu tecâvüze sevkeder. Mütekellif olanlar, bazan hodbinâne bir tezâhür ve tefâhür tavrı ve muvakkat soğuk bir riyâkâr vaziyeti takınmaktan kurtulmaz. Halbuki, bunların
TEKELLÜF
(Osmanlı Dönemi) Gösterişe kapılmak. Özenmek
TEKELLÜF
(Hukuk) Külfetli iş görme, külfete katlanma, yapmacıklı davranma; gösteriş
tekellüf
(Osmanlı Dönemi) kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak, gösterişe kapılmak, özenmek yapmacık hal ve hareket, zorakî hareket
tekellüf
Bir işi gösterişli bir biçimde yapmaya çalışma, özenme, gösteriş
tekellüf
Zahmet veren bir iş görme, güçlüğe katlanma
tekellüfsüz
المفضلات