tehdit edilmiş

listen to the pronunciation of tehdit edilmiş
التركية - الإنجليزية
intimidated
threaten

I didn't feel threatened. - Ben tehdit edilmiş hissetmedim.

I think Tom felt a bit threatened. - Tom'un biraz tehdit edilmiş hissettiğini düşünüyorum.

tehdit et
{f} threat

The volcanic eruption threatened the village. - Volkanik patlama köyü tehdit etti.

Someone made a threat to kill that politician. - Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.

tehdit et
{f} menacing
tehdit et
{f} menace

Three men menaced him with knives. - Üç adam bıçaklarla onu tehdit etti.

tehdit et
{f} blustering
göç savunma istihbarat tehdit veri sistemi; Modernize Edilmiş Savunma İstihbarat
(Askeri) migration defense intelligence threat data system; Modernized Defense Intelligence Threat Data System
tehdit et
threatened

He threatened to make it public. - Onu ortaya dökmekle tehdit etti.

The volcanic eruption threatened the village. - Volkanik patlama köyü tehdit etti.

tehdit edilmiş
المفضلات