Bir tren beklemek sıkıcı.
- Waiting for a train is tedious.
Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir.
- Your eccentricities can make you either charming or tedious.
Onlar can sıkıcı işlerinden dolayı bitkindiler.
- They are weary of their tedious work.
O bıktırıcı ve sıkıcıydı.
- It was tedious and boring.
O bir bıktırıcı işti.
- It was a tedious job.