التركية - الإنجليزية
تعريف tedi̇rgi̇n في التركية الإنجليزية القاموس.
- tedirgin
- uneasy
When he saw her letter, he felt somewhat uneasy.
-Onun mektuplarını gördüğünde kendini biraz tedirgin hissetti.
Sami felt really uneasy.
-Sami gerçekten tedirgin hissetti.
- tedirgin olmak
- worry
- tedirgin
- perturbed
- tedirgin
- solicitous
- tedirgin
- unsettled
- tedirgin
- discontented
- tedirgin
- irritated
Tom is pretty irritated.
-Tom oldukça tedirgin.
Tom was really irritated.
-Tom gerçekten tedirgindi.
- tedirgin
- restless
- tedirgin
- grumbling
- tedirgin
- agitated
Tom was getting agitated.
-Tom tedirgin oluyordu.
You're becoming agitated.
-Sen tedirgin oluyorsun.
- tedirgin
- doubtful
- tedirgin
- uneasy, anxious, grumbling, restless, discontented
- tedirgin
- ill at ease, uncomfortable, uneasy; apprehensive; worried, anxious
- tedirgin
- bothersome
- tedirgin
- edgy, tense, nervous
- tedirgin
- in a lather
- tedirgin
- obsessed
- tedirgin etmek
- obsess
- tedirgin edicilik
- tracasserie
- tedirgin edilmiş
- unsettled
- tedirgin etmek
- trouble
- tedirgin etmek
- disquiet
- tedirgin etmek
- disturb
- tedirgin etmek
- (Denizbilim) agitate
- tedirgin etmek
- harass
- tedirgin etmek
- mobbing
- tedirgin etmek
- discompose
- tedirgin etmet
- perturb
- tedirgin olmak
- be on thorns
- tedirgin olmak
- feel uneasy about something
- tedirgin etmek
- Obsess, discompose, disquiet
- tedirgin bir biçimde
- twitchily
- tedirgin bir halde
- irritatedly
- tedirgin bir şekilde
- bothersomely
- tedirgin etmek
- 1. to disquiet, make (someone) feel ill at ease, uncomfortable, uneasy, apprehensive, or worried. 2. to make (someone) edgy, tense, or nervous
- tedirgin etmek
- to discompose, to disquiet
- tedirgin olarak
- doubtfully
- tedirgin olarak
- discontentedly
- tedirgin olmak
- worry at
- tedirgin olmak
- feel uneasy about smth
- tedirgin
- upset
- tedirgin
- anxious
- tedirgin
- troubled
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف tedi̇rgi̇n في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Huzursuz, rahatsız
- tedirgin
- Rahatı, huzuru kaçmış, bizar: "Herkes tedirgin, kuruntulu ve heyecanlı idi."- T. Buğra
- tedirgin
- Rahatı, huzuru kaçmış, bizar
- tedirgin etmek
- Rahatını, huzurunu kaçırmak
- tedirgin olmak
- Rahatı kaçmak
- Tedirgin
- bizar