tedavisiz

listen to the pronunciation of tedavisiz
التركية - الإنجليزية
untreated
Not treated
(of a specimen for study under a microscope) not treated with a reagent or dye
If an injury or illness is left untreated, it is not given medical treatment. If left untreated the condition may become chronic. the consequences of untreated tuberculosis
not given medical care or treatment; "an untreated disease"; "the untreated wounded lay on makeshift cots"
not given medical care or treatment; "an untreated disease"; "the untreated wounded lay on makeshift cots
(of a specimen for study under a microscope) not treated with a reagent or dye not subjected to chemical or physical treatment; "an untreated fabric"
Untreated materials are in their natural or original state, often before being prepared for use in a particular process. All the bedding is made of simple, untreated cotton In its untreated state the carbon fibre material is rather like cloth. = raw
Untreated materials, water, or chemicals are harmful and have not been made safe. the dumping of nuclear waste and untreated sewage
not subjected to chemical or physical treatment; "an untreated fabric"
{s} not dealt with, not cared for
tedavi
treatment

A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors. - Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.

This is important enough for separate treatment. - Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.

tedavi
cure

Doctors did everything they could to cure him. - Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.

About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal. - Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.

tedavi
(medical) treatment; therapy
tedavi
{i} remedy

Is there another remedy? - Başka bir tedavi var mı?

Tea tree oil is a natural remedy that can be used to treat acne. - Çay ağacı yağı akneyi tedavi etmek için kullanılabilen doğal bir çözümdür.

tedavi
tratment
tedavi
{i} therapy

Tom will need physical therapy. - Tom'un fizik tedavisine ihtiyacı olacak.

Have you considered therapy? - Tedavi düşündünüz mü?

tedavi
theraphy
tedavi
treated

She treated him for a broken leg. - Onun kırık bacağını tedavi etti.

Dr. Bell treated the patient. - Dr. Bell hastayı tedavi etti.

tedavi
treated of
tedavi
handling
tedavi
healer
tedavi
cure, successful medical treatment
tedavi
treatment, therapy, cure
tedavi
curative
التركية - التركية

تعريف tedavisiz في التركية التركية القاموس.

TEDAVİ
(Osmanlı Dönemi) Hastalığı iyi etme tarzı
TEDAVİ
(Osmanlı Dönemi) İlâç verme. İyileşmesi için bakma
Tedavi
otama
tedavi
Aksayan bir şeyi düzeltme, iyileştirme
tedavi
İlaç vb. ile hastalığı iyi etme, iyileştirme, sağaltım, sağaltma: "Hastadır diye tedavisine koşanların haddi hesabı yoktu."- Y. K. Karaosmanoğlu
tedavi
İlâç vb. ile hastalığı iyi etme, iyileştirme, sağaltım, sağaltma
tedâvi
(Osmanlı Dönemi) iyileştirmek için bakmak
tedavisiz
المفضلات