O, Tom'u kızdırmak istedi.
- She wanted to tease Tom.
Tom kendisine bir fincan bitki çayı koydu.
- Tom poured himself cup of herbal tea.
O çocuk şekerleme için annesiyle alay etti.
- That child teased his mother for candy.
Onlar yeni öğrenciyle alay ettiler.
- They teased the new student.
Tom'a okulda sık sık sataşıldı.
- Tom was often teased in school.
Kızlar Tom'a sataştı ve onunla alay ettiler.
- The girls teased Tom and they made fun of him.
Erkek kardeşine sataşmaya son ver!
- Stop teasing your brother!
O bana sataşmayı durdurdu.
- She stopped teasing me.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- I like coffee much more than tea.
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
- Tea and coffee helps to start the day.
Bir fincan daha çay içmek ister misiniz?
- Would you like to have another cup of tea?
Bir fincan çay içmek ister misin?
- Do you want to have a cup of tea?
Tom Mary'ye takılmayı seviyor.
- Tom likes to tease Mary.
Ya benimle dalga geçiyorsun ya da benimle alay ediyorsun.
- Either you are teasing me or you are making fun of me.
Onların komşularıyla alay etmiyorum.
- I'm not teasing their neighbors.
Tom Mary'ye takılmayı severdi.
- Tom liked teasing Mary.
Tom, kız kardeşine takılmaktan hoşlanır.
- Tom liked teasing his sister.
Here in Texas possession of tea is a felony calling for 2 years.
The family were sitting round the table, having their tea.
Australia were 490 for 7 at tea on the second day.
Go to the supermarket and buy some tea.
camomile tea.
Would you like some tea?.
Teasing can be seen as a kind of workplace abuse.