teşvi̇k

listen to the pronunciation of teşvi̇k
التركية - الإنجليزية

تعريف teşvi̇k في التركية الإنجليزية القاموس.

teşvik
encouragement

Your words of encouragement meant a lot to me. - Senin teşvik sözlerinin benim için çok şey ifade ediyordu.

Thanks for the encouragement. - Teşvik için teşekkürler.

teşvik etmek
encourage

You might want to encourage Tom to do his own homework early. - Tom'u kendi ev ödevini erkenden yapması için teşvik etmek isteyebilirsin.

What do you think is the best way to encourage Tom to study more? - Tom'u daha çok çalışmaya teşvik etmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?

teşvik etmek
incite
teşvik
incitement
teşvik
pump priming
teşvik
countenance
teşvik
pull
teşvik
sendoff
teşvik
encouragement; incitement
teşvik
instigation
teşvik
exhortation
teşvik
inciting, incitement, provocation
teşvik
inducement
teşvik
encouraging, encouragement, spurring (someone) on, inspiring; encouraging (someone) to do or participate in (something); promoting the development of (something)
teşvik
stimulation
teşvik etmek
stimulate
teşvik etmek
induce
teşvik edici
incentive
teşvik etmek
urge
teşvik etmek
cheer
teşvik etmek
foster
teşvik etmek
egg
teşvik eden kimse
promoter
teşvik edici
(Hukuk) stimuli
teşvik edici
hortative
teşvik edici
inciting
teşvik edici şey
stimulus
teşvik etme
incitation
teşvik etme
encouraging

The coaches kept encouraging me. - Koçlar beni teşvik etmeye devam ettiler.

teşvik etme
incentive
teşvik etmek
give a fillip to
teşvik etmek
set on
teşvik etmek
fillip
teşvik etmek
embolden
teşvik etmek
cheer on
teşvik etmek
put smb. on his mettle
teşvik etmek
prod
teşvik etmek
(suça) abet
teşvik etmek
goad
teşvik etmek
inspirit
teşvik etmek
a) to encourage b) to incite
teşvik etmek
put a premium on
teşvik etmek
ginger
teşvik etmek
1. to encourage, spur (someone) on; to inspire (someone) to; to encourage (someone) to do or participate in (something); to promote the development of (something). 2. to incite, provoke (someone) to
teşvik etmek
egg on
teşvik etmek
(Hukuk) promote, foster
teşvik etmek
instigate
teşvik etmek
ginger up
teşvik etmek
countenance
teşvik etmek
draw
teşvik etmek
goad on
teşvik iadesi
(Hukuk) export refunds
teşvik primi
incentive bonus, incentive pay
teşvik primi
incentive bonus
teşvik primi
incentive pay
teşvik primi
efficiency wage
teşvik primi
bonus
teşvik
{i} urge

He urged them to come to an agreement. - Onları anlaşmaya teşvik etti.

Tom urged Mary to study harder. - Tom Mary'yi daha çok çalışması için teşvik etti.

teşvik
(Ticaret) stimulus

The stimulus package was heavily criticised. - Teşvik paketi ağır biçimde eleştirildi.

teşvik
incite

The speaker tried to incite the people to rebellion. - Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.

teşvik
cheer
mali teşvik
(Ticaret) financial incentive
teşvik
boost
teşvik
(Askeri) motivation
teşvik
(Ticaret) reinforcement
teşvik
promotion

Promotions encourage translators. - Promosyonlar çevirmenleri teşvik eder.

teşvik
fosterage
teşvik
impetus
teşvik
{i} goad
teşvik
encouragment
teşvik
promotes

Your religion promotes laziness. - Senin dinin tembelliği teşvik ediyor.

devletten teşvik alan
spoon-fed
isyana teşvik
sedition
kötülüğe teşvik etmek
pander
parasal teşvik
wage incentive
suça teşvik
abetment
teşvik
stimulate

That lecture really stimulated me. - O ders beni gerçekten teşvik etti.

Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate. - Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.

teşvik
fomentation
turizm teşvik kanunu
tourism promotion law
yalancı şahitliğe teşvik
subornation
yeterince teşvik edilmemiş
underchallenged
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Ağacın dikenli olması
(Osmanlı Dönemi) Diken bitmek
(Hukuk) Özendirme,kışkırtma, isteklendirme
teşvik
Bir kimseyi kötü bir iş yapması için kışkırtma
teşvik
İsteklendirme, özendirme: "O vakitler, bu kadarcık ümit ve teşvik, bizi heyecanlandırmaya yeterdi."- F. R. Atay
teşvik
İsteklendirme, özendirme
teşvik
(Osmanlı Dönemi) şevklendirmek, cesâret vermek
teşvik etmek
İsteklendirmek, özendirmek
teşvik etmek
Bir kimseyi kötü bir iş yapması için kandırmak, kışkırtmak
teşvikler
(Osmanlı Dönemi) teşvikât
teşvi̇k
المفضلات