tazelenmek

listen to the pronunciation of tazelenmek
التركية - الإنجليزية
(for something old) to be replaced with something fresh
(for food previously cooked) to be reheated
refresh
(for a feeling or thought) to be instilled in one again
freshen
tazele
{f} refresh

Moderate exercise will refresh both mind and body. - Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler.

She refreshed her memory with the photo. - Fotoğrafla hafızasını tazeledi.

tazele
{f} refreshed

I feel quite refreshed after taking a bath. - Banyo yaptıktan sonra oldukça tazelenmiş hissediyorum.

She refreshed her memory with the photo. - Fotoğrafla hafızasını tazeledi.

tazele
brush up on

If you're going to go to France, you should brush up on your French. - Fransa'ya gideceksen, Fransızcanı tazelemelisin.

Before going to study in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

tazele
{f} refreshing
التركية - التركية
Taze duruma gelmek, tazelik kazanmak
Tazelemek işi yapılmak
tazelenme
Tazelenmek işi
tazelenmek
المفضلات