He recommended this dictionary to me.
- O bana bu sözlüğü tavsiye etti.
My friend recommended that I shouldn't buy an iPad yet, but to wait until I see what Apple's competitors come out with.
- Arkadaşım henüz bir iPad almamam gerektiğini fakat Apple'ın rakiplerinin ne konuşacaklarını görünceye kadar beklememi tavsiye etti.
My brother advised me to stop smoking.
- Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
I'll do as you advise.
- Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
My brother advised me to stop smoking.
- Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
Our music teacher advised me to visit Vienna.
- Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.