tatili

listen to the pronunciation of tatili
التركية - الإنجليزية
breaks
sunday closing pazar
tatil
vacation

School will soon break up for the summer vacation. - Okul yakında yaz tatili için tatile girecek.

She is never online, even during her vacation. - O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.

tatil
holiday

Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays. - Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.

He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country. - Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.

tatil
leisure

Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay. - Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

etkinlik tatili
(Turizm) activity holiday
hafta sonu tatili
weekend holiday
hafta tatili
week-end
noel tatili
christmas holiday
okul tatili
recess
tatil
rest

Mary hopes to rest a lot during her vacation. - Mary, tatili sırasında dinlenmeyi çok ümit ediyor.

Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay. - Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

tatil
stoppage (of activity)
tatil
(Kanun) abeyance
tatil
vacations

Where do you want to go for your summer vacations this year? - Bu yıl yaz tatilin için nereye gitmek istiyorsun.

Tom doesn't often take vacations. - Tom sık sık tatil yapmaz.

tatil
closed for a holiday
tatil
vacation shutdown
tatil
suspension of work
tatil
shutdown
bayram tatili
holidays
hafta tatili
weekend
tatil
holidaying
tatil
holiday destination
tatil
the holiday
tatil
holidayed
tatil
holiday area
yaz tatili
summer holiday

Students are impatient for the summer holidays to come. - Öğrenciler yaz tatilinin gelmesi için sabırsızlar.

What are you going to do during the summer holidays? - Yaz tatili boyunca ne yapacaksın?

yeni yıl tatili
New year holiday
bayram tatili
festive holiday
dönem sonu tatili
termtime
okul tatili
play day
sömestr tatili
termtime
tatil
temporary cessation, suspension
tatil
vac

The summer vacation has come to an end too soon. - Bu yaz tatili çok çabuk bitti.

School will soon break up for the summer vacation. - Okul yakında yaz tatili için tatile girecek.

tatil
holiday, vacation; suspension of work; stoppage (of activity); rest; closed for a holiday
tatil
recessional
tatil
temporary closure, closing (a place) temporarily
tatil
stoppage
tatil
holiday, vacation
tatil
long break for a meal: Onun iki saatlik bir öğle tatili var. He has a two-hour lunch break
tatil
recess

The students are having a recess now. - Öğrenciler şimdi bir tatile giriyorlar.

He is lively during recess. - O, tatil sırasında canlı.

tatil
quiet

We want to spend the holidays in a quiet place. - Tatilleri sakin bir yerde geçirmek istiyoruz.

I anticipated a quiet vacation in the mountains. - Ben, dağlarda sessiz bir tatil umuyordum.

tatil
intersession
yarıyıl tatili
half term
yaz tatili
the long vacation
öğle tatili
lunch hour
التركية - التركية

تعريف tatili في التركية التركية القاموس.

Tatil
dinlence
tatil
Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmaksızın geçirilen süre
tatil
Okul, meclis, adliye gibi kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem
tatil
Eğlenme, dinlenme amacıyla çalışmaksızın geçirilen süre: "Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler."- S. F. Abasıyanık
tatil
Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme
öğle tatili
Öğle paydosu
tatili
المفضلات