Büyük, zaman alan görevleri parçalara ayırıyorum.
- I break large, time-consuming tasks into chunks.
Belli görevler için bilgisayarım çok yararlı olabilir.
- For certain tasks, my computer can be very useful.
Askerî uçakların sadece yarısı savaşa katılabilir. Kalanlar ise başka görevler için kullanılır.
- Only half of all military planes can fight. The rest are used for other tasks.
Bizim sorunlarımız yok. Yalnızca görevlerimiz var.
- We don't have problems. We only have tasks.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Bu görevi başka bir kişiye vermelisin.
- You should give this task to some other person.
Görevde onunla işbirliği yaptım.
- I cooperated with him in the task.
O, iş için uygun değil.
- He is not up to the task.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
... Revolution had to do with the application of scientific ideas to the basic tasks of ...
... We figured if switching between a few tasks was good, then switching between more will ...