The slogan was designed to rouse the people.
- Slogan, insanları canlandırmak için tasarlandı.
The hotel was designed by a Japanese architect.
- Otel bir Japon mimar tarafından tasarlandı.
The hotel was designed by a Japanese architect.
- Otel bir Japon mimar tarafından tasarlandı.
The Elbphilharmonie was designed by the Swiss firm Herzog & de Meuron.
- Elbifilharmonie, İsviçre firması Herzog & de Meuron tarafından tasarlandı.
Tom spent all day designing a website for a new client.
- Tom, bütün günü yeni bir müşteri için bir web sitesi tasarlayarak geçirdi.
When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country.
- Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.
I conceived of the plan while I was smoking.
- Sigara içerken planı tasarladım.
This book is designed to teach children how to read.
- Bu kitap çocuklara nasıl okuyacağını öğretmek için tasarlandı.
Mayuko designed a dress for herself.
- Mayuko kendisi için bir elbise tasarladı.
People devised shelters in order to protect themselves.
- İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.
Sami devised a simple plan to help Layla.
- Sami, Leyla'ya yardım etmek için basit bir plan tasarladı.
Mayuko designed a dress for herself.
- Mayuko kendisi için bir elbise tasarladı.
This is designed especially for young people.
- Bu özellikle genç insanlar için tasarlanmıştır.