Tom wished he hadn't eaten so much pie.
- Tom o kadar çok tart yememiş olmayı diledi.
Tom got a little bit of pie.
- Tom birazcık tart aldı.
My sister is always weighing herself.
- Kız kardeşim her zaman kendini tartıyor.
The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
- Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
Mary weighed it in her hand.
- Mary onu elinde tarttı.
Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.
- After I pick some blueberries, I make a tart.
Turta yapmak için yumurta yağ ve şekere ihtiyacın var.
- To make a tart, you need eggs, butter and sugar.
Tartar sertleşmiş diş plağının bir şeklidir.
- Tartar is a form of hardened dental plaque.