His supporters were afraid.
- Taraftarları korkuyorlardı.
They called British supporters Tories.
- Onlar İngiliz taraftarlarına Muhafazakarlar adını verdiler.
They're not big fans of mine.
- Onlar benim büyük taraftarlarım değil.
The fans watched him kick the ball into the goal.
- Taraftarlar, onun topu ağlara göndermesini izledi.
Christianity has many adherents.
- Hristiyanlığın birçok taraftarı vardır.
The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it.
- Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.