Eskiden sarışın ve yanık tenli olduğuna inanamıyorum.
- I cannot believe you used to be blonde and tanned.
Tabaklama kötü kokulu bir iştir.
- Tanning is stinky work.
Onun güzel bir ten rengi var.
- He has a beautiful tan.
Tom nerede bronzlaştı?
- Where did Tom get that tan?
Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var.
- Mary has a slightly tanned skin.
Şu adam çok bronzlaşmış.
- That man is very tanned.
Bronzlaşmış güzel bir cildi var.
- She has a beautiful tan.
No matter how long I stay out in the sun, I never tan. though I do burn.
Mine is the white car parked next to the tan pickup truck.
She still has a tan from her vacation in Mexico.
Well, go 'long and play; but mind you get back some time in a week, or I'll tan you..
Tom wakes up at the crack of dawn every day.
- Tom her gün tan ağarırken kalkar.
I'd like to break this 100 dollar bill into four 20 dollar bills and twenty singles.
- Ben bu 100 dolarlık banknotu, dört tane 20 dolarlık banknot ve yirmi tane tekliğe bozmak istiyorum.
To help you all get to know each other, we've created some games to break the ice!
- Birbirinizi tanıyıp kaynaşmanıza yardımcı olması için bazı oyunlar ürettik.