tanimlama

listen to the pronunciation of tanimlama
التركية - الإنجليزية

تعريف tanimlama في التركية الإنجليزية القاموس.

tanımlama
explanation
tanımlama
specification
tanımlama
collation
tanımlama
identification
tanımlama
description

The man answered to the description. - Adam tanımlamaya uyuyordu.

The man answers the description. - Adam tanımlamaya uyuyor.

tanımlama
portrayal
tanımlama
characterization
tanımlama
definition, description tarif
tanımlama
portraiture
tanımlama
defining, definition
tanımlama
describing
tanımlama
{i} definition

Can you show me the definition? - Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?

tanımlama
depict
tanımlama
(Denizbilim) descript

The fear we felt at the earthquake was beyond description. - Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.

The man answered to the description. - Adam tanımlamaya uyuyordu.

tanımlama
picture
tanımlama
depicting
tanımlama
{i} declaring
tanımlama
define

It is hard to define triangle. - Üçgen'i tanımlamak zor.

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

tanımlama
{i} defining
tanımlama
recognition
tanımlama
portray
tanımlamak
identify

Chemical symbols are used to identify chemical elements. - Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.

Science is trying to identify the strange animal. - Bilim garip hayvanı tanımlamak için çalışıyor.

tanımlamak
{f} describe

It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere. - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

It's hard to even describe. - Bunu tanımlamak bile zor.

tanımlamak
{f} define

It's a difficult term to define. - Bu, tanımlamak için zor bir terim.

It is hard to define triangle. - Üçgen'i tanımlamak zor.

tanımlama ve radar görüş alanı
(Askeri) positive identification and radar advisory zone
tanımla
describing
tanımlamak
designate
kimlik/tanımlama
(Askeri) identification
tanımlamak
{f} portray
tanımlamak
{f} qualify
tanımla
{f} defined

These books have defined and shaped our culture. - Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.

Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago. - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

sorun tanımlama
problem description
tanımla
(Bilgisayar) identify on
tanımla
(Bilgisayar) identify

Can you identify the man using this picture? - Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?

The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to. - Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.

tanımlamak
label
tanımlamak
predefine
tanımlamak
(Arılık) identification
tanımlamak
{f} diagnose
tanımla
{f} identified

One suspect has been identified. - Bir şüpheli tanımlandı.

In most cases, modernization is identified with Westernization. - Çoğu durumda, modernizasyon batılılaşma ile tanımlanır.

tanımla
{f} declaring
tanımla
declare
tanımla
define

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

tanımla
{f} defining

Curiosity is a defining trait of human beings. - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.

tanımla
{f} described

He described his own experience. - O, kendi deneyimini tanımladı.

Tom described his new invention to both John and Mary. - Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.

tanımlamak
characterize
tanımlamak
answer
tanımla
declared
tanımlamalar
declares
tanımlamalar
defines
Müşterek Muharebe Tanımlama Ofisi
(Askeri) Joint Combat Identification Office
ana gösterge kodu; nakit ödeme; kişi tanımlama kodu; uçağı idare eden pilot
(Askeri) parent indicator code; payment in cash; person identification code; pilot in command
enjeksiyon pompası tanımlama
reset the injection pump
gökcisimlerini tanımlama bilimi
uranography
mesaj tanımlama
(Askeri) message identification
muharebe tanımlama; muharebe istihbarat tümeni; suç tahkikatı tümeni
(Askeri) combat identification; combat intelligence division; criminal investigation division
olumlu dost tanımlama
(Askeri) positive friendly identification
plan tanımlama numarası
(Askeri) plan identification number
problem tanımlama
problem identification
problem tanımlama bayrağı
(Askeri) problem identification flag
sorunu tanımlama
(Ticaret) problem defining
tanımla
characterize
tanımlamak
illustrate
tanımlamak
to define, to describe tarif etmek
tanımlamak
be descriptive of
tanımlamak
to define

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

It is hard to define triangle. - Üçgen'i tanımlamak zor.

tanımlamak
picture
tanımlamalar
imagery
التركية - التركية

تعريف tanimlama في التركية التركية القاموس.

tanımlama
Tanımlamak işi, tarif etme
Tanımlamak
tarif etmek
tanımlamak
Bir kavramı bütün ögeleri ile eksiksiz anlatmak, özel ve değişmez niteliklerini sayarak bir şeyi tanıtmak, tarif etmek
الإنجليزية - التركية

تعريف tanimlama في الإنجليزية التركية القاموس.

içerik tanımlama
(Bilgisayar) Content definition