tanelerinin

listen to the pronunciation of tanelerinin
التركية - الإنجليزية
grains of
tane
grain

Waste not a single grain of rice! - Tek bir tane pirinci israf etmeyin!

Even a blind chicken can find a grain of corn. - Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir.

tane
piece

I ate three eggs and two pieces of toast for breakfast. - Kahvaltı için iki tane tost ve üç yumurta yedim.

She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children. - O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.

tane
{i} bead
tane
bullet
tane
particle

Snowflakes are particles of snow. - Kar taneleri kar parçacıklarıdır.

tane
berry
tane
pip
tane
unit size
tane
(Gıda) aril
tane
corn

Even a blind chicken can find a grain of corn. - Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir.

tane
copy
tane
{i} flake
tane
item
tane
granule
tane
grain (of sand, salt, sugar, etc.)
tane
grain, seed; pip, berry; particle; piece
tane
legume
tane
bean

How many beans are in the jar? - Kavanozda kaç tane fasulye var?

Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals. - E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.

tane
kernel, grain (of a cereal plant)
tane
a single thing, item, piece (usually left untranslated): İki tane istiyorum. I want two. beş tane nar five pomegranates. Bu portakalların kilosu yüz lira, tanesi yirmi lira. These oranges are one hundred liras a kilo, or twenty liras apiece
tane
seed
tane
kernel
التركية - التركية

تعريف tanelerinin في التركية التركية القاموس.

tane
Bazı bitkilerin tohumu: "Bu küllerin içinde, kavrulmuş buğday taneleri ... görüyorum."- M. Ş. Esendal. Çekirdekli küçük meyve
Tane
diş
Tane
kök
tane
Bitki tohumu
tane
Pirinç, buğday, mısır gibi bitkilerin tohumu
tane
Bazı bitkilerin tohumu
tane
Mısır, buğday, pirinç gibi bitkilerin tohumu
tane
Herhangi bir sayıda olan (şey), adet
tane
Çekirdekli küçük meyve
tanelerinin
المفضلات