Can you show me the definition?
- Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?
The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles).
- Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
The fear we felt at the earthquake was beyond description.
- Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.
We finally found a man who fits this description.
- Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.
The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to.
- Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.
Chemical symbols are used to identify chemical elements.
- Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.
We finally found a man who fits this description.
- Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.
The fear we felt at the earthquake was beyond description.
- Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.
The author of the phrase prefers not to be identified.
- Bu yazının yazarı tanımlanmayı tercih etmiyor.
One suspect has been identified.
- Bir şüpheli tanımlandı.
Can you clearly define this word?
- Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
Curiosity is a defining trait of human beings.
- Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
He described his own experience.
- O, kendi deneyimini tanımladı.
She described him as handsome.
- O, onu yakışıklı olarak tanımladı.
It's a difficult term to define.
- Bu, tanımlamak için zor bir terim.
It is hard to define triangle.
- Üçgen'i tanımlamak zor.