He gave me a smile of recognition.
- Bana bir tanıma tebessümü verdi.
Please use automatic speech recognition!
- Lütfen otomatik konuşma tanıma yazılımı kullan.
Of course, recognizing our common humanity is only the beginning of our task.
- Elbette, ortak insanlığımızı tanıma sadece bizim görevin başlangıcıdır.
The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.
- Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .
Sellers and buyers are anonymous and very hard to recognize.
- Satıcılar ve alıcılar anonimdir ve tanımak çok zordur.
Tom described Mary quite well, so it was easy to recognize her when I saw her.
- Tom Mary'yi oldukça iyi açıkladı, bu yüzden onu görünce onu tanımak kolaydı.
I want to know about this mountain.
- Bu dağı tanımak istiyorum.
Tom wanted to get to know Mary better.
- Tom Mary'yi daha iyi tanımak istedi.
Tom wants to get to know Mary better.
- Tom Mary'yi daha iyi tanımak istiyor.
I'd like to get to know you better.
- Seni daha iyi tanımak istiyorum.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
You can easily identify Tom because he is very tall.
- Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
I can recognise my own kind.
- Ben kendi türümü tanıyabilirim.
Do you recognise the person in this picture?
- Bu fotoğraftaki adamı tanıyor musun?
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
- O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument.
- Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.
Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
- Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.