tanıştırmak

listen to the pronunciation of tanıştırmak
التركية - الإنجليزية
introduce

I wanted to introduce you to Tom. - Seni Tom'la tanıştırmak istiyordum.

I'd like to introduce to you the gentleman I told you about the other day. - Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.

to introduce (one person) to (another)
to introduce sb to, to present
introduce somebody to
(Dilbilim) introduce to

I'd like to introduce Tom to Mary. - Tom'u Mary ile tanıştırmak istiyorum.

I'd like to introduce to you the gentleman I told you about the other day. - Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.

present
give smb. a knockdown to smb
tanıştırma
introduction
tanış
Meet
tanış
{k} to turn out to be somebody one knows
tanış
{k} to discover that they have met each other before
tanış
{k} acquaintance (person with whom one is acquainted). ~ çıkmak
tanıştırma
introduction takdim
التركية - التركية
Birbirini tanımayanların tanışmasını sağlamak, tanıtmak, takdim etmek
Birbirini tanımayanların tanışmasını sağlamak, tanıtmak, takdim etmek: "Seni rastgele bir yabancı ile tanıştıramam, bilirsin."- R. N. Güntekin
tanış
Bildik, tanıdık: "Bazen tanış masalardan birbirine nükteli bir laf atılıyordu."- Ç. Altan
tanış
Tanıdık kimse veya yer: "Birdenbire samimileşiverdi, kırkyıllık tanış olup çıktı."- T. Buğra
tanış
Tanıdık (kimse veya yer), bildik
tanıştırma
Tanıştırmak işi, takdim, prezantasyon
tanıştırmak
المفضلات