He was acquainted with everybody in town.
- Kasabadaki herkesle tanışmıştı.
No, I don't know him. Of course, I know who he is, but I'm not personally acquainted with him.
- Hayır, onu tanımıyorum. Tabii ki, ben onun kim olduğunu biliyorum, ama ben şahsen onunla tanışmış değilim.