Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum.
- I don't like talking in front of people.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Lütfen benimle konuşmaya gel.
- Please come to talk to me.
Amcanla konuşmak istiyorum.
- I want to talk to your uncle.
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Tom is Mary.
Fred'le konuşan çocuk Mike'dır.
- The boy talking with Fred is Mike.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking to?
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Birisiyle konuşmak zorundayım.
- I have to talk to somebody.
Herhangi birisiyle konuşmak ister misin?
- Do you want to talk to anyone?
O, onunla konuşarak iyi bir zaman geçirdi.
- She had a good time talking with him.
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
- The more time you spend talking about what you do, the less time you have to do it.
It is usually better to solve problems by talking than by fighting.
... do you know who you were talking to? ...
... I'm just talking to ordinary folks, ...