الإنجليزية - التركية
تعريف talk indistinctly; usually in a low voice في الإنجليزية التركية القاموس.
- mumble
- anlaşılmaz söz veya ses
- mumble
- lakırdıyı gevelemek
- mumble
- ağzında gevelemek
- mumble
- gevele
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
-I could understand him better if he didn't mumble so much.
İnsanlar çok gevelediğimi söylüyor.
-People say I mumble a lot.
- mumble
- (fiil) gevelemek, mırıldamak
- mumble
- mırıldan
Utangaç mürit onun cevabını mırıldandı.
-The shy disciple mumbled his answer.
Tom nefesinin altında bir şeyler mırıldandı.
-Tom mumbled something under his breath.
- mumble
- mırıltı
- mumble
- {f} mırıldamak
- mumble
- {f} mırıldanmak
- mumble
- dili dolaşmak
- maunder
- saçmalamak
- maunder
- tutarsız konuşmak
- maunder
- avare dolaşmak
- maunder
- Zırvalamak
- maunder
- anlaşılmaz veya tutarsız bir şekilde konuşmak
- maunder
- x bezgin davran/mızıldan
- maunder
- {f} boş boş dolaşmak
- maunder
- {f} tutarsız ve anlaşılmaz konuşmak
- mumble
- geveleme
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
-I could understand him better if he didn't mumble so much.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
-I could understand her better if she didn't mumble so much.
المصطلحات ذات الصلة
talk indistinctly; usually in a low voice
الواصلة
talk indistinctly; u·su·al·ly in a low voiceالنطق
Resimler
المفضلات