Are you a leader or a follower?
- Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?
How many followers do you have on Twitter?
- Twitter'da kaç tane takipçiniz var?
Don't forget to ask follow-up questions.
- Takip sorularını sormayı unutma.
Sami's pursuit of his attacker was in vain.
- Sami'nin, saldırganını takip etmesi boşunaydı.
After a short pursuit, the police caught him.
- Kısa bir takipten sonra polis onu yakaladı.
The young girl was chased by the old man.
- Genç kız yaşlı adam tarafından takip edildi.
She is being chased by a coyote.
- O bir koyote tarafından takip ediliyor.
The mother signed to Alice to follow her.
- Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
No matter where you go, I'll follow you.
- Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim.
Why were you chasing me?
- Neden beni takip ediyordun?
They're all chasing him.
- Onların hepsi onu takip ediyor.
The police are pursuing an escaped prisoner.
- Polisler kaçan bir mahkûmu takip ediyor.
Send me the tracking number please.
- Bana takip numarasını gönderin lütfen.
Your tracking number is: 111222333.
- Senin takip numaran 111222333'tür.
Wisdom pursues me, but I am faster.
- Bilgelik beni takip ediyor ama ben daha hızlıyım.
The cat has pursued the mouse.
- Kedi fareyi takip etti.
Tom was never prosecuted.
- Tom hiç takip edilmedi.
Keep track of everything that looks promising.
- Umut verici görünen her şeyi takip edin.
They followed the tracks the car had left.
- Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.
The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
- Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.
We try to follow up on every complaint.
- Her şikayeti takip etmeye çalışıyoruz.