Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
- I am deliberately speaking loudly.
Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
- Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
Fadıl, Leyla'yı kasıtlı olarak öldürdü.
- Fadil killed Layla very deliberately.
Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
- Police think the fire was deliberately lit.
After being called upon, he strode deliberately up to the blackboard.