Onlar çalınan parayı buldular.
- They found the stolen money.
O, çalınan cüzdanını kurtardı.
- He recovered his stolen wallet.
Tom nehirde yüzmeye gitti, ama o dışarı çıktığında elbiseleri çalınmıştı.
- Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen.
Tom Mary'ye çalınmış bir kemanı satmayı önerdi.
- Tom offered to sell Mary a stolen violin.
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
Dün gece arabam çalındı.
- I had my car stolen last night.