takın

listen to the pronunciation of takın
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) insert

Insert this memory stick into my head, please! - Bu hafıza kartını kafamın içine takın, lütfen!

reinsert
tak
tock
tak
knock

Knock yourself out, Tom. - Kafana göre takıl, Tom.

tak
tack

I saw Tom and Mary carrying their fishing poles and tackle boxes. - Ben Tom ve Mary'yi olta kamışlarını ve takım kutularını taşırken gördüm.

I wish I had a tackle box as nice as yours. - Keşke seninki kadar güzel bir takım kutum olsa.

tak
reassemble
edepini takın
Behave yourself!/Mind your manners!/Where are your manners?
tak
tock, tack, knock
tak
used to indicate a knocking, rapping, or thumping sound: Kitap tak diye kafama düştü. The book fell on my head with a thump
terbiyeni takın
behave yourself
التركية - التركية

تعريف takın في التركية التركية القاموس.

TÂK
(Osmanlı Dönemi) Bina kemeri. Yarım daire şeklinde kapı ve pencere üstü. Çardak. Kubbe. Kavisli bina. Eyvan
tak
Millî bayramlarda veya önemli bir olayı anmak için düzenlenen şenliklerde, geçit yapılacak caddelere geçici olarak kurulan, yazılar ve çiçeklerle süslenen kemer: "Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor."- F. R. Atay
tak
Caddelerde kutlama için kurulan süsler
tak
şenliklerde sokaklara kurulan süslü kemer
tak
Kapı, pencere gibi yerlerin üstündeki kubbeli bölüm
tak
Tahta vb. bir şeye vurulunca veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses
tak
KKTC'de, 1973 yılında kurulmuş bir haber ajansı
tak
üzüm kütüğü ve çubuğu, asma
tak
Yapılardaki kemer
الإنجليزية - التركية

تعريف takın في الإنجليزية التركية القاموس.

tak
(Tıp) talk
TAK
(Askeri) kargo gemisi (cargo ship)
takın

    الواصلة

    ta·kın

    علم أصول الكلمات

    [ 'tä-"kEn ] (noun.) 1850. From a Tibeto-Burman language, probably Miju-Mishmi or Digaro-Mishmi.
المفضلات