His prediction might come true.
- Onun tahmini gerçekleşebilir.
Tom's prediction was correct.
- Tom'un tahmini doğruydu.
According to the weather forecast, it will rain tomorrow.
- Hava tahmini göre, yarın yağmur yağacak.
According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa.
- Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.
An estimated 20% of the water used by homeowners in cities is used for their grass.
- Şehirlerde ev sahipleri tarafından kullanılan suyun tahminen %20'si onların çimleri için kullanılır.
The value of the painting was estimated at several million dollars.
- Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
I don't engage in idle speculation.
- Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
As to what happened there, one can only speculate.
- Orada ne olduğuna gelince sadece tahmin edebiliriz.
Sami presumed that Layla was out of the country.
- Sami, Leyla'nın ülke dışında olduğunu tahmin ediyordu.
Dan had been missing for two years and was presumed dead.
- Dan iki yıldır kayıp ve öldüğü tahmin ediliyordu.
Tom does a pretty good job of forecasting the weather.
- Tom, hava durumunu tahmin etmede oldukça iyi bir iş çıkarıyor.
They were forecasting rain for today.
- Onlar bugün için yağmur tahmin ediyorlardı.
There was a great deal of conjecture as to what would happen.
- Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.
I can't stand the anticipation.
- Ben tahmin etmeye katlanamam.
Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
- Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.