tabure

listen to the pronunciation of tabure
التركية - الإنجليزية
stool

This stool is made up of leather and wood. - Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.

Tom was sitting at the bar three stools away, drinking beer. - Tom barda üç tabure ötede oturuyordu, bira içiyordu.

taboret
tabouret
footstool; ottoman
footstool
stool; footstool
stool (e.g. piano stool, barstool)
hocker
footrest
stools

Tom was sitting at the bar three stools away, drinking beer. - Tom barda üç tabure ötede oturuyordu, bira içiyordu.

Tom was sitting at the bar three stools away from Mary. - Tom barda Mary'den üç tabure ötede oturuyordu.

çek bir tabure
pull up a chair
çek bir tabure
have a chair
çek bir tabure
take a seat
çek bir tabure
have a seat
التركية - التركية
Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle
Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle: "Kapkara kesilmiş meşe ağacından masalar, tabureler, yer iskemleleri dolu idi."- S. F. Abasıyanık
sekmen
kopo
kotete
kulu
tabure
المفضلات