The plan is subject to his approval.
- Plan onun onayına tabidir.
A man of strong will is not subject to corruption.
- Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.
I am against the war, of course.
- Tabii ki de savaşa karşıyım.
Of course I'll help you.
- Tabii ki sana yardım edeceğim.
Sure, Tom, I understand.
- Tabii, Tom, anlıyorum.
Cigarette smoke may be unhealthy, but it sure does look pretty.
- Sigara dumanı sağlıksız olabilir ama tabii ki güzel görünüyor.
Everything is subject to the laws of nature.
- Her şey tabiat kanunlarına tabidir.
Import goods are subject to high taxes.
- İthalat malları yüksek vergilere tabidir.