We'd like to climb that mountain.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
They had to climb a wall six feet high.
- Onlar, altı fit yüksekliğinde bir duvara tırmanmak zorunda kaldı.
The King's son wanted to climb up to her, and looked for the door of the tower, but none was to be found.
- Kralın oğlu ona tırmanmak istedi ve kulenin kapısını aradı ama hiçbiri bulunmadı.
We'd like to climb that mountain.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
It is dangerous to climb that mountain.
- O dağa tırmanmak tehlikelidir.
We'd like to climb that mountain.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
I want to climb Mt. Fuji.
- Mt.Fuji'ye tırmanmak istiyorum.
Those shoes won't do for climbing.
- Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.
Children like climbing trees.
- Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.
I scaled Mt. Fuji three times.
- Ben Fuji dağına üç kez tırmandım.
We'd like to climb that mountain.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
A bear can climb a tree.
- Bir ayı ağaca tırmanabilir.
Children like climbing trees.
- Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.
John would often go mountain climbing when he was a student.
- John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi.