tırmandı

listen to the pronunciation of tırmandı
التركية - الإنجليزية
climbed up
clımbed
tırman
shin
tırman
{f} climbing

After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain. - Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.

Tom tried climbing the tall tree. - Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.

tırman
clamber
tırman
{f} scaled

I scaled Mt. Fuji three times. - Ben Fuji dağına üç kez tırmandım.

tırman
climb

A bear can climb a tree. - Bir ayı ağaca tırmanabilir.

I've climbed Mt. Fuji twice. - Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.

tırman
shinny
التركية - التركية

تعريف tırmandı في التركية التركية القاموس.

tırman
Tarlaların arasındaki sınırı belirleyen çizgi
tırman
Tarla yada bahçe sınırı
tırman
ince doğranmış lahana yemeği