التركية - الإنجليزية
تعريف tıraşın في التركية الإنجليزية القاموس.
- shaves
- plural of shave
- tıraş
- shaving
I cut myself shaving.
-Tıraş olurken kendimi kestim.
I cut myself while shaving.
-Tıraş olurken kendimi kestim.
- tıraş
- shave
Tom's face feels rough because he needs to shave.
-Tom'un yüzü pürüzlü, çünkü onun tıraş olmaya ihtiyacı var.
I've got to shave before leaving.
-Ben çıkmadan önce tıraş olmalıyım.
- tıraş
- shaving, shave; haircut; boring talk, bragging, rhetoric
- tıraş
- boring talk
- tıraş
- very close haircut: asker tıraşı GI haircut
- tıraş
- slang very boring talk, palaver
- tıraş
- smoothing away the rough edges on; planing
- tıraş
- growth of beard (of so many days): iki günlük tıraş a two-day's growth of beard
- tıraş
- shaving, shave
- tıraş
- slang pulling (someone's) leg, having (someone) on, putting (someone) on
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف tıraşın في التركية التركية القاموس.
- tıraş
- Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal
- tıraş
- Dibinden kesme, kazıma, yülüme
- tıraş
- Belli bir biçim vererek kesme
- tıraş
- Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belli bir biçim vermek için yontma
- tıraş
- Yalan, asılsız, bıktırıcı söz