türcülük

listen to the pronunciation of türcülük
التركية - الإنجليزية
speciesism
An ethical stance that assigns different worth or rights to beings on the basis of their species membership, such as assigning vastly different rights to animals and to humans
Human intolerance or discrimination on the basis of species, especially as manifested by cruelty to or exploitation of animals
assigning different values or rights to beings on the basis of their species membership
tür
Type

There are over 2,500 types of snakes in the world. - Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.

Marriage is a type of human rights violation. - Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.

tür
kind

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

What kind of music do you like? - Ne tür müzik seversin?

tür
sort

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

What sort of play is it? - O, ne tür bir oyundur?

tür
species

There are 340 species of hummingbirds. - Sinekkuşlarının 340 türü vardır.

Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there. - Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

tür
breed
tür
variety

Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit. - Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.

tür
{i} genre

This story belongs clearly to no genre. - Bu hikaye açıkça hiçbir türe ait değil.

Science fiction is a highly imaginative genre. - Bilim kurgu son derece yaratıcı bir türe sahiptir.

tür
subspecies
tür
nature

There were no temples or shrines among us save those of nature. - Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .

tür
(Gıda) sp
tür
(Bilgisayar) as
tür
(Dilbilim,İnşaat) version

Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both. - Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.

tür
(Aydınlatma) hue
tür
form

The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira. - Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.

All forms of life have an instinctive urge to survive. - Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.

tür
order

I ordered a Turkish grammar yesterday. - Dün bir Türkçe gramer sipariş ettim.

All sweaters of this type are out of stock now. We'll order them from the main store in Tokyo. - Şu anda bu tür tüm kazaklar bitti. Onları Tokyo'daki ana mağazadan sipariş edeceğiz.

tür
category
tür
stamp
tür
(Ticaret) lot

A lot of English words are derived from Latin. - Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.

A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together. - Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.

tür
(Ticaret) line
tür
(Bilgisayar) type is
tür
(Biyoloji) eidos
tür
sort of

What sort of things do you do on weekends? - Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

What sort of play is it? - O, ne tür bir oyundur?

tür
ilk
tür
range
tür
genus
tür
description
tür
type, kind
tür
the kind
tür
of sort
tür
race
tür
persuasion
tür
class

I don't accept any kind of comment during my class. - Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.

He was the kind of kid who was always showing off to his classmates. - Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.

tür
strain

France has banned a strain of genetically modified maize. - Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.

tür
(Hukuk) modality
tür
(Botanik) , (Zooloji) species
tür
kind, sort, type, description; species
tür
kind, sort, type
tür
stripe
tür
cast

The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time. - Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.

التركية - التركية

تعريف türcülük في التركية التركية القاموس.

tür
Çeşit
Tür
janr
Tür
fam
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr
tür
Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram
tür
Türlü
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm
türcülük
المفضلات