That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
I don't like this type of house.
- Bu tür evi sevmiyorum.
What kind of music do you like?
- Ne tür müzik seversin?
He likes all kinds of sports.
- Sporun her türünü sever.
What sort of play is it?
- O, ne tür bir oyundur?
What sort of danger are we in?
- Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.
- Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.
Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
- Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit.
- Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.
Mozart cultivated many musical genres.
- Mozart birçok müzik türünü ilerletti.
My brother listens to a music genre called ambient.
- Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.
There were no temples or shrines among us save those of nature.
- Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .
Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both.
- Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.
There are several kinds of cloud formations.
- Çeşitli bulut oluşum türleri vardır.
What form of transportation did you use?
- Ulaşımın hangi türünü kullandın?
All sweaters of this type are out of stock now. We'll order them from the main store in Tokyo.
- Şu anda bu tür tüm kazaklar bitti. Onları Tokyo'daki ana mağazadan sipariş edeceğiz.
I ordered a Turkish grammar yesterday.
- Dün bir Türkçe gramer sipariş ettim.
A lot of English words are derived from Latin.
- Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
This sort of work calls for a lot of patience.
- Bu tür iş çok sabır gerektirir.
What sort of person would do that kind of thing?
- O tür şeyi ne tip insan yapardı?
What sort of danger are we in?
- Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
She can play all kinds of instruments, classical or folk.
- O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.
I don't accept any kind of comment during my class.
- Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.
France has banned a strain of genetically modified maize.
- Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.
The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time.
- Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.