I haven't been back here since that unfortunate incident.
- Ben o talihsiz olaydan sonra burada tekrar bulunmadım.
It was unfortunate that he lost his passport.
- Pasaportunu kaybetmesi talihsizlikti.
I think Tom is unlucky.
- Tom'un talihsiz olduğunu düşünüyorum.
We are all witnessed the unlucky incident included Tom.
- Tom’un da içinde olduğu talihsiz bir olaya hepimiz tanık olduk.
Tom met with an unfortunate accident.
- Tom talihsiz bir kaza ile karşılaştı.
It was unfortunate that it rained yesterday.
- Dün yağmur yağması talihsizdi.
We are all witnessed the unlucky incident included Tom.
- Tom’un da içinde olduğu talihsiz bir olaya hepimiz tanık olduk.
I think Tom is unlucky.
- Tom'un talihsiz olduğunu düşünüyorum.